KERKÜK KİME AİT? Doç. Dr. Durmuş Yılmaz
Bu sorunun cevabı, şu soruların cevabı alındıktan sonra bulunabilir: 1.Tarihte mi yoksa bu gün mü? 2. Fiilen mi yoksa hukuken mi? Siyaseten mi yoksa kültürel mi? Şimdi bu soruların cevaplarını arayalım: Yakın tarihe göz atarsak şu cümle Kerkük'ün kimlere ait olduğunu hiçbir tereddüte yer bırakmayacak kadar açık olarak göstermektedir: "...Kerkük, Kurya, Karşıyaka ve Kale namlarıyla üç kısıma münkasım (ayrılmış) olup, her kısımda 14 mahalle vardır. Ahali-i şehir Türk olup Türkçe tekellüm ederler (konuşurlar). Şehirde Guraba olarak (yabancı) bir miktar Kürt ve Arap vardır. Çok az miktarda da İranî bulunur..." (Musul Salnamesi, H.1325-M.1907) . 1907 tarihli salnameden açıkça anlaşılıyor ki, (il yıllığı) Kerkük Türklerin oturduğu bir şehirdir. Şehirde çalışmaya veya iş için gelmiş yabancılar vardır. Bunlar Kürtler ve Araplardır. Çok az sayıda da İrani (İranlı) bulunmaktadır. İşte durum budur. Yukarıdaki sorulardan birisinin cevabı ortaya çıkmıştır: Tarihe bakacak olursak Kerkük Türk şehridir. İkinci soru günümüzle ilgilidir. Kerkük bu gün kime aittir? ABD'nin baskısı ile şehire yerleşen Kürt aşiretleri dikkate alınacak olursa bu gün Kerkük'te Kürtlerin sayıca Türkleri geçmiş olduğunu tahmin edebiliriz. Eğer böyle bakılırsa Kerkük Kürt şehridir. Diğer taraftan, fiilen mi yoksa hukuken mi sorusuna cevap rayacak olursak bunun cevabı da açıktır: Hukuken Türklere aittir, fiilen ise Kürtlere. Bu da tamam. Siyaseten mi yoksa kültürel mi? Kerkük bu gün siyasi bir konu olarak tartışılmaktadır. Siyaseten de Kürtlerin kontrolündedir. İşte durum bu. Şimdi gelelim meselenin esasına: Sorulan bütün bu sorular acaba hangi Irak dikkate alınarak soruluyor! Ülke ve devlet bütünlüğü korunmuş bir Irak mı? Yoksa dini ve etnik bakımdan birkaç parçaya bölünmüş bir Irak mı? Eğer Irak'ın bütünlüğü esas alınacaksa Kerkük kimin diye sormaya gerek yoktur. Zira Kerkük Irak'ın bir şehridir. Tıpkı Bağdat gibi, Basra gibi, Musul gibi. Yok öyle değil de bölünmüş bir Irak'tan bahsediliyorsa, işte o zaman bu soruların cevabı aranmalıdır. Demek ki, Kerkük kime aittir, sorusuna cevap arayanlar önce Irak'ın siyasal bütünlüğü nasıl olacaktır, , sorusunun cevabını vermek zorundadırlar. Türkiye'yi yönetenler , bu gün Irak'ı yeniden yapılandırmak için gelmiş olanlara (İşgalci ABD'ye) bu soruyu açık bir şekilde sormalıdır. Eğer cevap, Irak'ın her haliyle bütünlüğü korunacaktır, şeklinde olursa tartışmaya gerek yoktur. Irak'ın Arapları, Kürtleri , Türkleri ve diğer halkları ülkenin her yerinde eşit vatandaşlar olarak yaşama hakkına sahiptir. Tıpkı Türkiye'de olduğu gibi. Şehirlerin kime ait olduğu sorusu kendiliğinden ortadan kalkar. Fakat Irak, üniter yapı yerine federalize edilecekse, yani federal bir devlet şeklinde yeniden yapılandırılacaksa o zaman Kuzey Irak şehir ve yörelerinin Kürtlerle Türkler arasında nasıl paylaşılacağı konuşulmalı ve tartışılmalıdır. Sadece Kerkük değil, Zaho ,Dohuk, Musul, Erbil, Süleymaniye, Telafer, Felluca'nın da kimin olacağı tartışılmalıdır. Bundan başka petrol gelirleri, gümrük gelirleri nasıl paylaşılacaktır, bunlar da konuşulmalıdır. Sonuç olarak: Irak'ın geleceği konusunda Türk halkı oldukça endişeli, yöneticilerin de kafaları karışıktır. Kuzey Irak'taki Kürt Siyasallaşması karşısında Türkiye henüz net bir tavır ortaya koyabilmiş değildir. Gündemi belirlemede insiyatif yaratan değil, insiyatif izleyen durumundadır. Yani, kendisi gündem belirleyememektedir. Bundan dolayı da tavırlarımız hep tepkisel niteliktedir. Onlar yapıyor biz tepki gösteriyoruz. Oysa Türkiye'nin bmlgede belirleyici konumda olduğunu ABD Savunma Bakanı Rumseld bile sonunda kabul etmek zorunda kaldı. Türkiye'nin önemini ve gücünü herkes biliyor de biz bilmiyoruz! Çok yazık!
< - Geri Dön |
|