ERMENİ MESELESİ VE KAMUOYU
Prof. Dr. Durmuş Yılmaz
Ermeni meselesi belirli aralıklarla ısıtılıp ısıtılıp kamuoyunun önüne getiriliyor. Önümüzdeki günlerde yeniden gündeme oturma ihtimali oldukça kuvvetli. Ermenistan’dan ve diasporadan aralarında bir tek tarihçinin bile bulunmadığı ve kendilerini “Aydın” olarak tanımlayan bir kısım yazar, çizer, politikacı vb. şimdi bir mektup kampanyası başlatmaya hazırlanıyorlar. Akıllarınca Türk hükümet adamlarını köşeye sıkıştıracaklar ve 1915 olayları için özür dilemelerini sağlayacaklar! Bu kampanyaya bir kısım Türk yazar ve gazeteciler de destek veriyorlar. Geçtiğimiz Cuma günü (12 Aralık 2008), Milliyet gazetesi köşe yazarlarından Meral Tamer yazısına “Ermenilerden Özür Dilemek mi, hatayı kabul etmek mi, acıyı paylaşmak mı?” şeklinde bir başlık koymuş. Belli ki, Türklerin 1915 yılında Ermenilere karşı bir suç işlemiş olduğunu peşinen kabul ediyor da, acaba bunu nasıl telafi etsek diye düşünüyor. Kendince de hangi yaklaşımın daha uygun olduğunu bulmaya çalışıyor. Bu tür yazarlar, “Ermenilerden nasıl özür dilesek!” diye düşünmek yerine acaba 1915’de ne oldu, bunu bir tarihçiden dinlesek, ya da tarih kitaplarından daha doğrusu konuyla ilgili bazı arşiv belgelerine baksak da şu meselenin aslını bir öğrensek, diye neden düşünmezler, ben de bunu anlamadım!. Bildikleri tek şey hükümetin kararıyla 1915 yılında Doğu Anadolu’nun bazı şehir ve bölgelerinde yaşayan Ermeniler yerlerinden kaldırılarak başka vilayetlere göç ettiriliyor. Tehcir hakkında bütün bildikleri bu kadar. Bu sığ bilginin üzerine bir edebiyat inşa ediyorlar: Yüzbinlerce Ermeni çok acı çekmiş…Yollarda birçokları ölmüş veya öldürülmüş...Malları ve varlıkları heder olmuş…Yurtlarından yuvalarından olmuşlar… Bir an için kabul edelim ki doğrudur. On binlerce Ermeni ailesi büyük küçük zorla göç ettirilmiş ve başka vilayetlere sevk ve iskan edilmiştir. Göç sırasında ölen de olmuştur, öldürülen de. Mallarını kaybetmişler ya da çok zarara uğramışlardır. Elbette Ermeniler çok acı çekmişlerdir. Peki şimdi soruyoruz: Acaba o tarihlerde Doğu Anadolu’da yalnızca Ermeniler mi yaşıyorlarmış? Tabii ki, hayır. Ermeniler nüfuslarının en yoğun olduğu şehirde bile %20’yi bulmuyorlar. O halde kalan %80 ne durumdadır? Ermeniler acı çekerken acaba Türkler(Müslümanlar) düğün bayram mı yapıyorlarmış? Onlar bir eli yağda bir eli balda güle oynaya yaşıyorlarmış öyle mi? Demek Türkler hiç acı çekmemişler, yalnızca Ermeniler acı çekmişler! Tarihe böyle yaklaşılır mı? Tarih böyle anlaşılabilir mi? Bu aydınlar (!) konuyla ilgili hiç olmazsa bir tane belge görselerde ondan sonra “Özür mü dilenecek, hata mı kabul edilecek, acı mı paylaşılacak” o zaman karar verseler daha iyi olmaz mı? Türkleri suçlu ilan etmeden önce bir tane belgeyi köşelerinde yayınlasalar da (eğer ellerinde varsa) biz de öğrensek olmaz mı ! Ermeniler bu konuda ön yargılıdır. Ne Tarih ilmine, ne belgelere ne hür düşünceye saygıları vardır. Onlar için bu mesele “Siyasî”dir. Siyaseten Türklere suçlu olduklarını kabul ettirmek ve özür diletmek istemektedirler. Bizimkiler de oturmuşlar “Özür mü dileyelim, hatayı mı kabul edelim, acıyı mı paylaşalım ”diye fikir üretmeye çalışıyorlar. Acıyı paylaşmak mı? Elbette paylaşalım. Sarıkamış dağlarında 80 bin askerimizin şehit olmasının en başta gelen sebebi Rusların doğu Anadolu’yu işgale başlamasıdır. Bu işgal ordusunun içinde on binlerce Ermeni asker de de vardır. Buyurun 80 bin şehidin bu gün hayatta olan torunlarının acısını Ermenilerle paylaşalım. Sarıkamış dağlarında vatanlarını savunmak için ölen Ermeni varsa onların torunlarını da bulalım ve acılarını paylaşalım. Eğer bir özür dilemek gerekiyorsa ilk önce Rusya bunu yapmalıdır. Türk topraklarını (Ermeniler de burada yaşıyorlardı) işgal eden Rusya özür dilemelidir . Hem Türklerden hem de Ermenilerden özür dilemelidir. Bir şey daha var: Ermenilerin Doğu Anadolu şehirlerinden tehcir edilmesinin sebebi de Rusya’dır. Rusya Doğu Anadolu’yu işgal etmeseydi bu tehcir olayı da elbette olmayacaktı. Şimdi, 1915 olayları için Türkleri suçlayanlara şu soruları soruyor ve cevabını bekliyorum: 1. 1915 yılında Rusya, tarihin hiçbir devrinde bir tek Rus’un bile yaşamadığı, Doğu Anadolu’ya niçin gelmişti? Niçin bu toprakları işgal etmiş onbinlerce Türkün kanını dökmüştü? 2. Rus askerleri, Ermenilerin de yaşadığı Doğu Anadolu topraklarını işgal ederken neden Ermeniler işgalcilere karşı çıkmadılar, neden yurdumuz, yuvamız dedikleri toprakları savunmadılar? “Özür Dilemek” meselesini de başka bir yazıda ele alacağım. |
|
||||||||||||||||||||||||||
|