ÇANAKALE GEÇİLMEDİ, GEÇİLEMEZ
< - Geri Dön Eklenen Yorumlar Yorum Ekle 

 ÇANAKKALE GEÇİLMEDİ, GEÇİLEMEZ !

 

Durmuş Yılmaz

 

            Bu gün Çanakkale Deniz Zaferi’nin 92. yıldönümüdür. 1915 Çanakkale savaşı, bütün Türk tarihinde, bir cephede en çok kayıp verilen, bu yönüyle de başka bir benzeri olmayan bir savaş ve kazanılan bir zaferdir. Çanakkale cephesinde savaşın başlaması ve bitmesi 11 ay, sıcak savaş 7 ay sürmüştür.  Bunun  iki ayı denizde, 5 ayı da karada cereyan etmiştir. Bu gün deniz savaşlarının  Türk askerinin zaferiyle sonuçlanmasının yıldönümüdür. 26 Ağustosda da  kara savaşları sona ermiştir. “Çanakkale Geçilmez” sözü İngiliz general Ian Hamilton’un 5 Eylül 1915 tarihinde Londra’ya çektiği bir telgafta kulandığı bir cümlede geçer. Ona bu sözü söyleten Türk askerinin her türlü mahrumiyete rağmen yurdunu savunmak için gösterdiği büyük kahramanlıktır. Anafartalar muharebesinde  Mustafa Kemal’in kumanda ettiği askerler denize doğru kaçan düşmanı kovalarken önlerine çıkan 40  metre kadar yüksekliği olan sarp yamaçlardan adeta uçarcasına  İngiliz askerlerinin arkasından atlamışlar  yarlardan aşağıya uçan İngilizleri havada yakalayarak süngülemişlerdir. Bu manzarayı  Saros körfezi içinde sancak gemisinden dürbünüyle izleyen İngiliz Generali Hamilton bütün ümidini kaybetmiş ve Londra’ya  çektiği telgrafta Çanakkale’nin ne denizden ne de karadan geçilemeyeceğini bildirmiştir. “Çanakkale Geçilmez”  sözü Türk Milleti’nin yurdunu ve bağımsızlığını korumada gösterdiği gayret ve fedakârlığın sloganı olmuş ve sonraki yıllarda karşılaştığımız her güçlüğü yenmede bizim için moral kaynağı olmuştur.

            Son yıllarda halkımızın diğer savaşlara ve savaş alanlarına olduğu gibi Çanakkale ve Gelibolu’ya da ilgisi artmıştır. Yılın 12 ayında devam eden Çanakkale  gezileri özellikle  Mart, Nisan, Mayıs aylarında  çok yoğunlaşıyor ve yurdun her tarafından kafileler halinde gelen ziyaretçiler savaş alanlarını, abideleri ve şehitlikleri ziyaret ediyor, tarihi yaşıyor ve yaşatıyorlar. Müzeleri gezerek 1915 yılı Türkiyesini görüyor ve bu gün sahip olduğumuz devletin, vatanın ve her türlü nimetin bedelini nasıl ve ne şekilde ödediğimizi  görüyorlar, idrak ediyorlar. Millî  tarih bilincinin oluşması için çok güzel   tavır ve davranışlar.

            Son yıllarda  dikkatimizi çeken diğer bir husus daha vardır. Çanakkale’ye  o zaman İngiliz sömürgesi olan Avustralya başta olmak üzere bir çok ülkenin de ilgisi artmıştır. Hatta İngiltere de son 4 yılda kraliyet ailesinden bir prensle 25 Nisan kutlamalarına katılmaktadır. Avustralya ve Yeni Zelanda da Başbakan veya yüksek bir temsilcileriyle törenlere katılmaktadırlar. Protokol icabı yapılan konuşmalarda  her temsilci Çanakkale savaşının kendi millî tarihleri için taşıdığı ve sahip olduğu önemi vurgulamaktadır. Bazıları daha da ileri giderek  Çanakkale’nin (Gelibolu Yarımadası) savaşa katılan bütün milletlerin ortak anısına sahip olduğu ve bundan dolayı da birlikte düzenlemeler yapılması ve hatta törenlerin ortak yapılması gibi tekliflerde bulunmaktadırlar. Kısaca Çanakkale’yi uluslararası bir statüye sokmak istemektedirler. İşte bunu kabul edemeyiz. 23-25 Nisan tarihleri arasında  Çanakkale savaş alanlarını  ziyarete gidenler Büyük ve Küçük Anafarta köylerine geçememektedirler. Yani Anafartalar zaferinin kazanıldığı mekanları ancak uzaktan seyredebiliyorlar. Zira o tarihlerde orada Anzak günü (!) dolayısıyla tören hazırlıkları yapılıyor, bir platform hazırlanıyor ve ziyaretçileri oraya yaklaştırmıyorlar.

            Başta İngiltere  olmak üzere Avustralya ve Yeni Zelanda yöneticilerinin Çanakkale ziyaretlerinde daha dikkatli davranmaları ve 1915 yılında bu topraklara “Misafir-ziyaretçi” olarak değil de işgalci ve kan dökücü  olarak geldikleri unutulmamalı ve unutturulmamalıdır. 250 Bin Türk askerinin  bu toprakları korumak için  canlarını vermiş oldukları bu kıymetli misafirlerimize(!) lisan-ı münasiple anlatılmalı ve hatırlatılmalıdır. Ayrıca Çanakkale savaş alanının (Gelibolu Yarımadası)  uluslararası  bir yer değil, Türk’ün kanıyla yoğrulmuş ve bedeli pek ağır ödenmiş bir vatan toprağı olduğu  her vesileyle vurgulanmalıdır.

            Sonuç olarak: Çanakkale, Türk tarihinin emsalsiz bir zaferidir. Yarattığı ruh gücü Türkiye Cumhuriyetinin temelini oluşturmuştur. Bu zaferden sonra 7 yıl daha devam eden  savaş yıllarında  Çanakkale, her  Türk insanının önünde cisimleşmiş bir kahramanlık ruhu olarak durmuş ve hâlâ da  durmaktadır. Bu büyük zaferin 92. yıldönümünde başta efsanevî  kumandan Mustafa Kemal olmak üzere bütün kumandan, er ve erbaşlarıyla, gerek cephede ve gerekse cephe gerisinde hayatlarını kaybetmiş bütün şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Ruhları şâd olsun. 

       

                                     

< - Geri Dön

ÖZ GEÇMİŞ
İLETİŞİM
ZİYARETÇİ DEFTERİ
DİĞER BAĞLANTILAR
ANASAYFA
Vefat ve Teşekkür
GERİ DÖN
Ziyaretçiler
Toplam :   1989530
Bugün :   49
Aktif :   49

Örnek Köy


Anasayfa | Makalelerim | Kitaplarım | Güncel | Anketler | Yazılarım | Tartışalım | İletişim | Ziyaretçi Defteri | Öz Geçmiş

Web Tasarım: www.linearyazilim.com